Hepimiz biliyoruz ki mutfak kültürü aslında kuşaktan kuşağa geçen bir yaşam biçimi… Benim yaşam biçimime de şekil veren en önemli unsur Adana Mutfak Kültürü… Bu kültür ile ilgili kısa bir bilgi vermek ihtiyacı duymaktayım. Sebebi hem bu kültürle gurur duymam, bir parçası olmamdan dolayı kendimi şanslı hissetmem ve dolayısıyla bilen bilmeyen herkesle paylaşmak istemem, hem de pek çok tarifimde sizin de bu etkiyi görecek olmanız.
Adana mutfak kültürünün şekillenmesinde, Adana’nın tarihi ve kültürel mirasının önemli bir rolü var. Adana’ya iç ve dış göçler nedeniyle çeşitli il ve hatta ülkelerden farklı kültürler taşınmış, bu sebeple tam bir mozaik denilebilir. Bu da doğrudan mutfak kültürüne yansımış, zenginlik ve çeşitlilik kazandırmış. Bu zenginlik ve çeşitliliğin bir diğer sebebi ise Adana’da dağ, yayla, ova ve deniz kültürünün içiçe olması… Adana mutfağının oluşmasındaki en önemli etkenler arasında; yakın bir zamana kadar temel geçim kaynaklarından birinin hayvancılık olması, ülkenin en verimli ovalarından biri olan Çukurova’nın tarım, buğday, hububat, meyve ve sebze yetiştirmek için son derece elverişli olması sayılabilir.
Bu doğrultuda Adana mutfağında her türlü et yemeğinin ve kebabın yanı sıra bulgur ve hamur işlerini, bakliyatları, etli ve sebzeli yemekleri, balıkları, mezeleri, tatlıları ve salataları bir arada görmeniz mümkün…Ayrıca tat vericilerin önemli bir yeri var… Bunlar arasında en başta maydanoz, nane, toz kırmızı biber, kırmızı pul biber, sumak, karabiber, kimyon, süs biberi, kekik, nar ekşisi soğan, sarımsak, biber salçası, limon sıralanabilir. Yemeklere bu tatlandırıcılardan bir ya da birkaçı mutlaka katılır. Ayrıca nohut, yeşil mercimek, dövme (buğday) gibi bakliyatlar da sebze yemekleri ve çorbalarda sıklıkla kullanılır. Bu sebeple mutfağımızdan eksik etmediğimiz malzemelerin başında gelirler.